www.hatipler.com
  Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

Hatipler Köyü paylaşım platformu

Forum - İlginç Yazılar

Burdasın:
Forum => HATİPLER KÖYÜ => İlginç Yazılar
<- Geri  1  2  3 

Devam->


KOSECKİ67
(şimdiye kadar 127 posta)
28.01.2008 09:52 (UTC)[alıntı yap]
Bunlarda Tuhaf soy isimler

Senbilin NEYAPTIN
Olgun PORTAKAL
Bilgi SAYAR
Ethem ABASIKELEŞ
Korkut KORKMAZ
Pekgüzel TAVASAPI
Göksenin EKİYORUM
Mali Müşavir Osman AÇIKGÖZ
Muhasebeci Ahmet KAPTIKAÇTI
Ahmet ÖZYİRMİDOKUZ
Esra PEKÖMÜR
Neren KIVIRCIK
Aşure ???
Üzüm ???
YAZI TURA
Sehriye PILAV
Ahmet Mehmet VELI
Mukaddes CALISYE
Hakki KISAADAM
Kurtis SISKO
Ömürlü DOGRUGIDEN
Oktay DOLMASEVER
Rüstü DÜZER
Gülhanim ELLERGEZER
Nabi DALGA
Sanayi HOROZ
Cömert VARLIK
Masallah AKGÜN
Haci SARKINTI
Kayyum KONAKLI
Yagmur SAGNAK
Bora SAGNAK
Jinekolog Dr. Kaya BILIR
Dis Hekimi Oya BILIR
Faruk ARTIK
Nazim ENGINAR
Tüccar ASLAN
Keklik ASLAN
Arı BALCI
Petek BALCI
Kaymak BAL
Avukat Güven KURTUL
Cemal MORDALGA
Muhterem ÖGRETMEN
Musa PASTIRMA
Kadir KILLI
Fatih IPTEKESEROGULLARI
Ayse DONSUZ
Yosma ALVER
Selma VEREN
Dünya MALIDÜZDÜR
Kibar ZORBA
Ümit VAR
Jandarma KIZKACIRAN
Öznur PALAVRACI
Incil TEVRAT
Insaf YILDIRIM
Demir BAYGIN
Hayati KOPYA
Fazli KONT
Muhlis DÜNYADAGÜLMEZ
Fikri FAIZ
Satilmis DÖNEKOGLU
Edenbulur YILMAZ
Recep DÜDÜKCÜ
Sakin ZEYTIN
Kibar DELI
Cebrail GÖRÜR
Abdulhalim PIRASA
Behcet BECERIR
Cansin BIRICIK
Huriye YEDICOCUKLU
Istiklal YARATILIS
Güler GÜLER
Ali AL
Teslim SÖYLEMEZ
Güclü KUVVETLI
Cetin CEVIZ
Sezer YAN
Parla YAN
Huriye DELERGECER
Seyla BOYNUINCEOGLU
Köse SICAK
Bucak SICAK
Tutam SICAK
Satilmis DAGDEVIREN
Satilmis BOSTAN
Gudbettin KUS
Sise INCE
Efsane ÇILEK
Rahime ISER
Herkül DEMIRTAS
Cemal PASA
Halim HARAP
Aziz CUBUGUUZUN
Fatma DONUKARA
Süleyman PEKYUMURTA
KOSECKİ67
(şimdiye kadar 127 posta)
02.02.2008 11:21 (UTC)[alıntı yap]
Asağıdakiler mahkemelerde avukatlar tarafından sorulmuş gerçek sorulardan derlenmiştir.Reha Muhtar'dan daha salakça soru sorulabilir mi? diye bir soruyla karşılaşınca artık "evet" diyeceksiniz!..
"Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor?"

"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?"

"Resminiz çekilirken orada mıydınız?"

"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?"

"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi yoksa siz miydiniz?"

"Sizi öldürdü mü?"

"Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?"

"Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?"

"Kaç kere intihar etmeyi başardınız?"

Soru: "8 agustosta mı hamile kaldınız?"
Cevap: "Evet."
Soru: "peki o anda siz ne yapıyordunuz?"

Soru: "Üç çocuğunuz var, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Kaçı erkek?"
Cevap: "Erkek yok."
Soru: "Hiç kızınız var mı?"

Soru: "Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?"

Soru: "Bay ___, geçen yaz kusursuz bir balayına çıktınız, değil mi?"
Cevap: "Evet, Avrupa'ya..."
Soru: "Eşiniz de sizinle geldi mi?"

Soru: "İlk evliliğiniz niçin sona ermişti?"
Cevap: "Ölüm sebebiyle."
Soru: "Kim ölmüştü?"

Soru: "Şüpheliyi tarif edebilir misiniz?"
Cevap: "Orta boyluydu, sakalı vardı."
Soru: "Erkek miydi yoksa kadın mı?"

Soru: "Bugüne kadar kaç ölü üzerinde otopsi yaptınız, doktor?"
Cevap: "Bugüne kadarki bütün otopsilerimi ölüler üzerinde yaptım."

Soru: "Bütün cevaplarınız sözlü olmak zorunda, anlaştık mı? Şimdi, hangi okula gidiyorsunuz?"
Cevap: "Sözlü."

Soru: "Otopsiye başladığınız zamanı hatırlıyor musunuz?"
Cevap: "Aksam 8:30 civarynda basladık."
Soru: "Bay___ o esnada ölü müydü?"
Cevap: "Hayır, sandalyeye oturmuş neden otopsi yaptığımı merak ediyordu."

Soru: "İdrar örneği verme imkanınız var mı?"
Cevap: "Kendimi bildim bileli yapabilirim."

Soru: "Otopsiye başlamadan önce Bay ___'in nabzına baktınız mı doktor?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Kalbini dinlediniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nefes alıp almadığını kontrol ettiniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "O halde siz otopsiye başlarken Bay ___ hala yaşıyor olabilir, değil mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, doktor?"
Cevap: "Çünkü adamın beyni masamın üstünde bir kavanozun içindeydi."
Soru: "Yine de hasta hala yaşıyor olamaz mıydı?"
Cevap: "Evet, hatta şu anda bir mahkeme salonunda avukatlık yapıyor olabilir."


hacigülden
(şimdiye kadar 2 posta)
26.02.2008 12:58 (UTC)[alıntı yap]
BABA UNUTUR
Dinle oğlum, bunları sana sen uyurken söylüyorum. Küçücük elini yanağının altına sokmuşsun, nemli alnındaki sarı lülelerin yapış yapış ıslak. Odana bir hırsız gibi süzülerek girdim. Birkaç dakika önce kütüphanede oturmuş gazetemi okurken vicdan azabım nefes kesen bi dalga gibi üstüme geldi. Bir suçlu gibi yatağının başucuna geldim.
Neler mi düşündüm oğlum? Sabah sabah kızmıştım. Okula gitmek üzere giyinirken seni azarladım, çünkü yüzünü ıslak havluyla öylesine silivermiştin. Ayakkabılarının kirli olduğunu görünce sana onları temizlettim. Bazı eşyalarını yere attığında sana öfkeyle bağırdım.
Kahvaltı ederken bir sürü kusurunu buldum. Yiyecekleri etrafına saçıyordun, lokmalarını çiğnemeden yutuyordun, ekmeğine çok fazla tereyağı sürmüştün. Sen oyun oynamaya gidiyordun, bense trenime yetişmek zorundaydım. Bana baktın elini salladın ve “Güle güle babacığım” dedin. Ben ise kaşlarımı çattım ve “Dik dur!” dedim sana.
Akşam üzeri de durum farksızdı. Eve gelirken seni yere çömelmiş arkadaşlarınla bilye oynarken buldum. Çorapların yırtılmıştı. Arkadaşlarının önünde seni küçük düşürdüm ve kolundan tutup eve getirdim. Bu çoraplar çok pahalıydı ve giymek istiyorsan dikkatli olmalıydın. Düşün oğlum bunları sana baban söylüyordu!
Hatırlıyor musun? Sonra çalışma odama girdin.Gözlerinde incinmiş bir ifade vardı. Kağıtlarımın üzerinden sana baktığımda bir an için çıkmaya yeltendin. “Ne istiyorsun?” diye bağırdım sana.
Hiç bir şey söylemeden koşup boynuma sarıldın ve beni öptün. Hem de büyük bir sevgiyle. Sonra koşarak dışarı çıktın.
Kağıdım elimden düştü. Bana neler oluyordu? Sürekli senin hatalarını buluyordum. Seni böyle ödüllendiriyordum. Seni sevmediğim için değil bu; senden çok şey beklediğim için. Seni kendi çağımın değer yargılarına göre değerlendiriyorum çünkü.
Oysa ki senin pek çok güzel özelliğin var. Kalbin öylesine yüce ki! Bu gece gelip beni öpüşün de bunu kanıtlıyor.Bu gece başka hiçbir şeyin önemi yok oğlum. Karanlıkta, yatağının yanında diz çöktüm ve çok utanıyorum. Bunları sana uyanıkken anlatsam da anlamazsın biliyorum. Ama yarın gerçek bir baba olacağım. Seninle oynayacağım. Sen acı çektiğinde acı çekecek, sen güldüğünde güleceğim. Dilimin ucuna kötü şeyler geldiğinde dilimi ısıracağım. Kendi kendime sürekli, “O bir çocuk!” diyeceğim.
Ben seni büyük bir adam gibi gördüm. Oysa ki sen daha küçük bir çocuksun. Daha dün annenin kolları arasındaydın, başını onun omzuna dayamıştın. Ah, senden çok şey bekledim oğlum, çok şey bekledim.
İnsanları eleştirmek yerine onları anlamaya çalışalım. Ne yapmak istediklerini anlayalım. Sempati, hoşgörü ve nezaket eleştiriden çok daha yararlıdır. “Bilmek affetmektir.” Dr. Johnson’ın da söylediği gibi, “Tanrı bile insanı son gününe kadar yargılamaz.” O halde neden biz yargılayalım?
Eleştirmeyin, kınamayın ve şikayet etmeyin!




Bütün konular: 38
Bütün postalar: 746
Bütün kullanıcılar: 48
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  Bugün 149 ziyaretçi (231 klik) kişi burdaydı! hatipler©2009  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol